Tarih kokan şehir Tokat

Tokat, tarih kokan sokakları, lezzetli mutfağı ve keyif dolu insanları ile sıcacık bir Anadolu şehri. Yeşilırmak’ın bereketli topraklarının üzerinde masmavi gökyüzü ile buluşarak, tarihin her döneminde Anadolu’nun çeşitli uygarlık ve devletlerine kucak açmış Tokat'ı tanıyalım..

 

7.500 yıllık geçmişinde; Hititlerden Frigyalılar’a, Roma'dan Osmanlı’ya pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan Tokat, her adımda tarih kokar.

 

Tarih kokar çünkü İpek Yolu'nun kavşağındadır. Asya'dan gelip Avrupa içlerine uzanan Türklerin Anadolu'daki ilk duraklarındandır. Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayırlı ve bereketli dualarıyla bu eski tarihi şehir; âlimler konağı, fazıllar yurdu ve şairler yatağıdır.

 

Bereketli toprakları, mutedil iklimi ve göç yolları üzerindeki konumu nedeniyle çeşitli milletler yüzyıllar boyunca mesken tuttuğundan Tokat rafine bir mutfak kültürüne sahip.

 

Detayları emek isteyen birçok yemeğin piştiği Tokat mutfağı; kebaptan pehlili pilava, akzambak reçelinden kömeye, Zile pekmezinden bez sucuğa uzanan çeşitliliği ve zenginliğiyle bir sentez ve lezzetler kentidir.

 

Tokat'ın ara sokaklarına girdiğinizde, tarihe doğru yol aldığınızı hissedersiniz. Çünkü bu şehir ara sokaklarında dolaşanları derinden etkileyecek kadar çok sayıda tarihi binaya sahip.

 

Alışılagelen rutin turistik rotaların biraz dışında kalması Tokat'ın saklı ve keşfedilmeye hazır değerlerini daha da cazip kılıyor. Bu topraklarda kültürel izler bırakan irili ufaklı medeniyetlerin eserlerinin yanı sıra büyüleyici doğal güzellikler, Tokat'ta gezebileceğiniz farklı rotalar oluşturuyor.

 

 

Birçok sürprizi var Tokat'ın. Roma İmparatorluğu'nun efsane hükümdarı Julius Sezar, dünyanın en ünlü mektubunu Tokat Zile'de yazdı. Tokat havzasında yapılan Zile Savaşı'nda Pontusları hezimete uğratan Sezar, bu savaşı yazdığı o ünlü mektupta özetledi: "Geldim, gördüm, yendim."

 

Tokat'ta sizi bekleyen bir başka sürpriz ise tüm dünyanın tanıdığı bir efsaneye ait. Drakula diye bilinen Kazıklı Voyvoda III.Vlad, Tokat Kalesi'nde 4 yıl tutsak olarak kalmış.

 

Daha çok sürprizi var Tokat'ın; mesela bir sürü ilke ev sahipliği yapmış. 1080 yılına ait Anadolu'nun ilk camisi Garipler Cami, Danişmentli Nizamettin Yağıbasan'ın yaptırdığı Anadolu'daki ilk medrese olan Yağıbasan Medresesi, Anadolu'nun ilk şehir hanı, dünyanın ilk butik oteli, Zile'deki Osmanlı'nın ilk su şebekesi, Osmanlı'nın ilk panayırı, dünyanın en eski umumi helası "Sık Dişini" Tokat'tadır.

 

 

Türklerin Anadolu'ya gelişlerinden itibaren 900 yılda mimari adına ortaya koydukları önemli  eserlerin kesintisiz olarak görülebileceği tek şehirdir Tokat. İşte size sadece sokakları değil suyu da buram buram tarih kokan bu şehrin mutlaka ziyaret edilmesi gereken tarihi eserleri.

 

Tokat'ın en eski camilerinden biri olan Ulu Cami, geçme ağaçtan yapılmış muhteşem kapısıyla Meydan Cami, Kanuni'den kalma Behzat Cami, Tokat'taki en büyük Osmanlı anıt eseri olan Ali Paşa Cami, ilginç mimarisiyle görülmeyi hak eden Takyeciler Cami, Pazarcık Mahallesi'nde bulunan Tokat'ın ve Anadolu'nun en eski camisi Garipler Cami, Niksar'ın bin yıllık Ulu Cami şehrin önemli tarihi eserlerindendir.

 

 

Sulu Sokak'ta bulunan 1957'ye kadar cezaevi olarak kullanılan Sulu Han, 1752 yılında kesme taşlardan yapılan Paşa Han, 17. yüzyıldan kalma Voyvoda Han olarak da anılan Taş Han, Takyeviler Cami'nin güneyinde yer alan Develik Han, kentte görülmeye değer en önemli tarihi hanlardandır.

 

 

Anadolu'nun ilk medreselerinden olan Niksar ve Tokat Yağıbasan Medreseleri 12. Yy ortalarında yapılmıştır. Tokat, Sulusokak mevkiindeki medresenin 1247 tarihli onarım kitabesine göre Danişmendli Nizameddin Yağıbasan tarafından yaptırılmıştır.

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün milli mücadele yılları, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşu sırasında Tokat'ta kaldığı 2 katlı ev, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca müzeye çevriliyor.

 

 

Gazi Osman Paşa Bulvarı üzerinde bulunan Latifoğlu Konağı planı ve süslemeleriyle 19. yy ev mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.

 

Artova ilçesine bağlı Boyunpınar köyündeki ana kaya bloğuna oyularak yapılmıştır. Erken Hristiyanlık dönemine ait bu yeraltı yerleşimi 1995 yılında Tokat Müzesi tarafından yapılan temizlik kazısı ile açılmış ve hizmete sunulmuştur. Bu yeraltı yerleşimi üç koridorlu ve üç katlıdır; salonlar, küçük odalar ve küçük bir tapınaktan oluşuyor.

 

Tokat zamansal ve mekânsal boyutları içinde, hem tarihte hem günümüzde bir çelişkiler yumağı: Gerçeklik ve efsaneler, telaş ve sükûnet, kültür mirasına sahip çıkma ve yok etme çabaları, ona âşık olma ya da farkında olamama. Ama kim ne derse desin, Tokat hâlâ bir çekim merkezi. Tokat'ın "alıp götüren" bir dinginliği, sürekli değişen bir ışığı, kendine özgü bir kokusu, bir ruhu, bir büyüsü ve inanılmaz lezzetleri var.

 

 

-Sulusokak'ın her yerini adım adım dolaşın

 

-Gıj Gıj tepesinden şehri seyredin

 

-Ali Paşa Cami'nin kubbesini seyrederken zamanı unutun

 

-Tokat'ın yöresel lezzetleri Tokat yaprağından dolmayı, batı, keşkeği, Zile pekmezi ve Tokat kebabını tadın.

 

-Geyras bağlarında ak zambaklara, erguvana, mürver çiçeklerine, mor salkımları fotoğraflayın

 

-Erbaa'da, Horoz Tepe'de tarihin derinliklerine dalın

 

-Reşadiye'de İskefsirin üzerinde güneşin batışını seyredin

 

-Zile'nin Acısu Köyü'nde Orta Asya'dan kalan bir Şaman bayramı olan Ficenk Bayramı her yıl 24 Nisan'da kutlanıyor. Mutlaka deneyimleyin.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!